Yazmak duyguların açığa çıkmasıdır. Duygularınızı saklamamalı ve herkesle paylaşabilmelisiniz. Bu yeryüzündeki en iyi tedavidir.
11 Mart 2012 Pazar
FETİH 1453
Fetih 1453; benim için büyük bir hayal kırıklığıdır. Sanıyorum izleyen herkes için de öyle.
İlk önce fragmanını izlemiştim ve çok beğenmiştim. 2. Günü sinemaya büyük bir beklentiyle gittim ve hayal kırıklığıyla çıktım. Gelelim nedenlerine, beni en çok rahatsız eden nokta 2. Mehmed’in yani Devrim EVİN’in oyunculuğu oldu. Olayı o kadar abartmışlar ki , adam kasım kasım kasılıyor. İstersen Tanrı ol hiç kimse hayatında bu kadar kasıntı olamaz.
Dövüşen kişilerin attığı nidalara laf etmem hatta derecesini ayarlarsan çok gerçekçilik katar ve güzel durur ancak bu filmde Ulubatlı Hasan’ın attığı nidalar aşırıya kaçmış hatta rahatsız edici boyuta ulaşmış.
İstanbul’un surlarını yıkarlarken ilk başta dünya çapında en büyük toplardan biri kullanılıyor. Bu top atıldığında surun hemen hemen en alt kısmında orta derecede hasar vermek suretiyle bir delik açılıyo ki Bizans askerleri bu açığı kısa sürede kapatıp hasarı minimuma indiriyorlar. Arkadasından bir top daha atılıyor ancak bu top önceki gibi Osmanlı’nın en büyük en güçlü topu değil, attıkları bu top surların tam ortasına koskocaman tamiri imkansız bir hasar veriyor. İşte bu olay bence filmdeki en saçma en salak olaydı.
Çok uzun tarihi bilgi vermek için çok çaba sarfedildiği belli olan sıkıcı diyalogları vardı.
Filmin görüntü kalitesine diyebilecek tek kelime yok elbette. Gerçekten para harcandığı çok belliydi. Özellikle savaş sahneleri ve ilk baştaki Hasan ve Mehmed’in kılıç sahneleri muhteşemdi. En çok savaş zamanındaki baltalı adamın sahnelerine bayıldım. Ama filmin geneli bunları gölgede bıraktı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder