hepimiz öyle ya da böyle masallarla büyüdük. kimimize anne babamız, kimimize anneanne dedemiz anlattı. kimimiz gittiğimiz ana okullarında, ilkokullarda kimimiz ise ordan burdan duyarak ya da kendimiz okuyarak öğrendik. ama hepimiz belli başlı bazı masalları ezbere biliriz.
kızlar okuduğu her masalda prenseslerin, erkekler ise prenslerin yerine koyar kendini. onlara özenir onlar gibi yaşantıları olsun isterler.
ilkokulda arkadaşlarımla prenses resimlerinin olduğu çıkartmalara bakar hangimiz hangi prenses olmak isterdi onu söylerdik; pamuk prenses, Sindirella, Yasemin, Rapunzel, Prenses Belle, Uyuyan güzel, Prenses Ariel. arkadaşlarım hemen bir tanesini seçer ve söylerlerken ben hiç birini seçmezdim, kendimi hiç birine yakın hissedemiyordum ve onların yerlerine kendimi koyamıyordum. benim gibi simsiyah up uzun saçları, kömür karası kaşları ve gözleri olduğu için Yasemini seçeyim bari der ve onu söylerdim.
bu yaşıma kadar bir sürü film, animasyon, çizgi film izledim, bir sürü bilim kurgu, masal, hikaye, öykü okudum. izlerken ya da okurken heycanlandığım
işte aynı beni anlatıyor, tam benim yapacağım hareket, ben olsam bende aynısını yapardım yada
keşke onun yerinde olsaydım dedirten çok az kadın baş karakter oldu. dövüşen, mücadele eden, pes etmeyen her kadın karakter benim için etkileyicidir ama iz bırakanlar nadirdir. bunlardan bir tanesi Elektra'dır. kırmızı kostümlü, iyiliğin de kötülüğünde uğruna savaş verdiği hazine, kadın savaşçı Elektra.
diğer biri son zamanların en popüler karakteri olan Katniss Everdeen (the hunger games). onun yılmadan pes etmeden gözü kara ama vicdanlı mücadelesine hayran olmayan kimse yoktur bence ama benim için bir başka hayranlık vericiydi. verdiği kötü kararlar da doğru kararlar da benim için geçerliydi.
ama gelmiş geçmiş en hayran olduğum
"aha o benim işte" dediğim tek karakter Mulan'dır.
Mulan, sevdiği insanlar için hayatını gözünü kırpmadan ortaya atabilecek, bir ordu erkeğin arasında yaşayabilecek ve yine bir ordu erkeğe kafa tutabilecek cesarete sahip, bir leydinin değil bir savaşçının asaletine sahip bir prensestir. önüne ardına dikkat etmeden yürür ama asla ıskalamayan bir nişancıdır. kızların o zamanda giymeye zorunlu tutulduğu uzun elbiselerin paçalarıyla baş edemez ama zırhının içinde rahat eder.
klişelerin çok ötesinde bir karakterdir. kurtarılmayı beklemez hatta kurtarmaya gider. başkalarının onun yerine karar vermesini beklemez hatta bunu kabul etmez, başkalarının yerine karar verir ve uygular.
sevdiği insanların kötü söz veya davranışıyla kırılıp incinecek kadar narindir ama yine sevdiği insanlar için açlığı, susuzluğu, işkenceyi hatta ölümü göze alacak kadar güçlüdür. kimse ona söz geçiremez ama o bir tabur askere generallik edecek kadar katıdır. savaşın kaderini değiştirecek kadar zekidir.
1998 Disney yapımı olan Mulan tam bir görüntü harikasıdır. Mulan'ın babasının evi ve köylerindeki bütün evler mimari harikası denebilecek durumda. orduda ise gördükleri eğitim sıkı, askerlerin karınları tok sırtları pek. tek bir bölükle çin'i kurtarıyorlar. sevdiğimiz bütün karakterler başlarına kötü bir şey gelmeden savaştan çıkıp evlerine dönüyorlar.
Hua Mulan (2009) da ise masal dünyasında gezinen hayallerimiz, çocuk ruhumuz, iyi bir dünyaya olan inancımız tabir-i caizse boka basıyor.
bugün direkizle.net de denk geldiğim Hua Mulan'ı görünce aklıma 2005-2006 yıllarında deli gibi her gün izlediğim animasyon geldi aklıma heycanla açtım (tabi ki orda kaldırılmıştı ve 3 saat aramak zorunda kaldım) insanı masal dünyasından alıp kafa üstü beton zemine çarpan bir filmle karşılaştım, savaşın iç yüzünü anlatan bir filmle, çin'in iç yüzünü anlatan bir filmle, açlığın ve sefaletin iç yüzünü anlatan bir filmle, savaşta duygulara yer olmadığını özellikle de hiç bir şeyin güllük gülistanlık olmadığını anlatan bunu gözümüze sokan bir filmle karşılaştım.
çin, m.s 450, köylerdeki evlerin harabe gibi olduğu, insanların erzak bulmak da sıkıntı çektiği, kıt kanaat geçindiği zamanlar. bir kız, babasını sevip onunla ilgilenen, o onaylamadığı halde savaş sanatlarıyla ilgilenen ve yine babası hasta olduğu için onun yerine erkek kılığına girip orduya katılan.
askerlerin savaştan kaçması, hırsızlık yapması, tecavüz etmesi, cepheye kız sokması idam cezasıyla sonuçlanır.katı kurallar katı eğitim sınırlı yiyecek ve içecekler. bu koşullarda savaşa hazırlanırlar.
animasyonda hunlara karşı verilen mücadele Hua Mulan'da azak boylarına karşı veriliyor. babasının barış isteyen yüreğine karşın hırsları, egoları, kötü kalbi ve açgözlülüğü insanlığının önüne geçmiş bir genç kağan olarak tanıtılıyor azak cephesi.
küçüklükten beri tanıdığı, komşusu Kaplan'ın da yardımıyla cephede kendine bir yer edinen Mulan tarafında ise durum daha karmaşıktır. ilk başta kız olduğu ortaya çıkmasın diye hırsızlık suçunu üzerine alıp idamını beklerken ilerde aşık olacağı adam Wentai tarafından kurtarılan Mulan üstün savaşçı yeteneğiyle rütbeden rütbeye yükselir.ama bu rütbelerin ona acıdan ve üzüntüden başka bir şey getirmez. katıldığı her bir savaşta yitirdiği kardeşlerinin üzüntüsünün üzerine öldürdüğü her bir adamın ondan götürdüğü insanlığın üzüntüsü eklenir ve taşıyamayacağı bir yük haline gelir. aradan 12 yıl geçmiştir generalliğe yükselmiştir ancak ne o baştaki heyecan kalmıştır nede savaşmaya olan isteği. geriye kalan yalnızca yorgunluk, tükenmişlik ve kalp kırıklığı kalmıştır. en son sevdiği adamın ölüm haberini aldığında yıkılmıştır. artık ayakta duracak, savaşacak, eğitim verecek hatta nefes alacak gücü kalmamıştır. yaptığı tek şey ölen kardeşlerinin kanlı kemerlerinin asılı olduğu ipten kemere bakıp şarap içip ağlayıp uyumaktır.
elbette kendine gelip tekrar ayağa kalktığı bir gün gelir. ayağa kalkar askerlerine onları koruma ve daha güçlü olma sözü verir. ve bu ayağa kalkan Mulan artık eski Mulan değildir. babasının "savaşta duyguya yer yok" derken ne demek istediğini anlamıştır. kalbi taşlaşmış, hissettiği sevgi, acıma veya minnet duygularının stratejisinin önüne geçmesine izin vermeyen birisi olmuştur. zafer üzerine zafer kazanan çin'in belki de gelmiş geçmiş en başarılı generali olmuştur. fakat ne kazandığı zaferler ne de aldığı hediyeler onun yüzünü güldüremez olmuştur.
en son azakların saldırısı için mükemmel bir planla savaş alanına çıkan Mulan ve ordusu doğanın azizliğine uğrar ve çok fazla asker kaybı verir, Mulan yaralanır. ve ordusu iki dağın arasına sıkışacak bir yere sığınmak zorunda kalır. orada sevdiği adamın aslında ölmediğini görür ama ruhu onu çoktan terk etmiştir. üzerine askerlerinin bir bölümünün esir edilişini ve ibret almaları için işkenceye maruz kalmalarını seyretmek zorunda kalır. üstelik işkence görenlerden biri de Kaplan'dır.
orada baş komutanın destek göndermesi gerekirken göndermeyip onlara ihanet etmiştir, azaklar tarafından açlık ve susuzluk yüzünden yada aldıkları yaralar yüzünden ölüme terk edilirler. Wentai prens olduğunu söyleyip kendini askerleri için feda eder, onlara erzak ve ilaç yardımı karşılığında onların esiri olmayı teklif eder. kağan teklifi kabul eder ve erzakları bırakıp prensi önlerine katıp savaş alanını terk ederler.
Mulan askerleri evlerine gönderir ve tek başına prensi kurtarmaya gider. azakların kağanını öldürüp prensi kurtarır ama prens, azaklarla nihai barışın sağlanması için prensesle evlenmek zorunda bırakılır..
filmden birkaç replik:
babasının askere çağrı mesajını alıp evi terk edip orduya gitmeden bir önceki gece babası kılıcını parlatırken Mulan'a "ilerde bir gün gökyüzünde hiç görmediğin bir yıldız keşfedeceksin, o yıldız ben olacağım Mulan. annen uzun zamandır göklerde, yalnızlıktan sıkılmıştır." sözleriyle beni neredeyse ağlatacaktı.
Mulan (
Wentai'ye) : öldükten sonra bile hatırlayacağım tek kişi sensin.
Mulan: artık savaşmak istemiyorum. general olmak da istemiyorum. normal bir insan olmak istiyorum.
Wetai: kim savaşmak istiyor ki?
ben de savaşmak istemiyorum. eğer hayatımı savaşı durdurmak için kullanabilseydim bunu çok uzun zaman önce yapardım.problem, seçim şansımız yok. bir kere generallik armasını taktınmı hayatın artık senin olmaktan çıkar.
ve prens kendini feda etmeden hemen önce tüylerimi diken diken eden
allah allah dedirten şu konuşma:
Mulan: kahraman askerlerim, burada beklememizin nedeni başkomutanımızın da karşıdan gelecek olmasıydı.ancak kendisi plana uymayarak bize ihanet etti. bugün cepheyi kanlarımızla sulayacağız, gerekirse hepimiz öleceğiz, belkide bu son savaşımız olacak. sizden hep yaptığınız gibi benimle olmanızı istiyorum. özgürlüğümüz için, adalet için.
askerlerim hiç boyun eğmediniz, asla yalvarmadınız. şimdi de öyle yapın. bu son savaşımız en büyük olanıdır! cesur olun. korkularınızdan sıyrılın. kendiniz için değil; geride kalanlar için,
özgür çin için,
adil çin için!! tüm benliğinizle,
adil çin için !
yani bu film hiçbir şeyin masallardaki gibi olmadığını her fırsatta gözümüze sokmayı ihmal etmemiş. mutlu sonların olmadığı anlata anlata bitirememiş, insanların duygularına gerçekten dokunmayı başarmış güzel bir film.